17 Ocak 2012 Salı

Bir Tutam Hayıt Kaynattım Çaydanlıkta Dışarıda Kar Burnum Akar


                         Bir Tutam Hayıt Kaynattım Çaydanlıkta Dışarıda Kar Burnum Akar

                                               De ki: O kış  öğleden sonrası agnusla kol kola
                                      Mis sokağına çıkan yokuşa dönse castus
                              ve  şemsiyesini açsa iskeleti orta yerinden kırık
                   Gökten düşen hayıt çiçeklerine bulanmamak için, boz mor ki
              Bağlanırsa ayıp hayıda, dökermişsin yemişlerini derlerdi dedeleri, nineleri
                Başlarını örterlerdi, gözlerini örterlerdi, değmesin mor boz ki deyi
         
                        De ki: Halbuki agnusa kız derlerdi, bıyıkları çıkmıştı on üçünde
                          On üçünde bıyıkların bursan ayıp değildi hiç
                         Kahkülleri yapışırdı alnına savruk
                   Gözleri şehlalaşırdı  ziyadesiyle
             kitap okurken,
        Işığın üzerine kapanması ayıp değildi, hiç değildi
            Yorganın altındaysa İliad’ın satırları.

              De ki: Çatı katına çıkıyorlardı bir hotelin şimdi oysa
                Agnusla castus,müthiş manzara
                    Hiç bu kadar irilememişti kar, hani baksan
                        Tanrı hiç bu kadar kırmamıştı ekmekleri besbelli ortasından
                        Sofra bezini silkeliyordu gökten, doymuştu epeyi
                           Kızın ayaklarına kar dolarken, nimete basmak günah demişlerdi
                              Bıyıklarına da konardı ama artık yoktu ayıptı
                              Kahkülleri de yapışmazdı çünkü yoklardı, alnı açıktı
                                   Odada ufo vardı, lakin çakmaydı.
                                    
                                              De ki: Boz mor ki bulanmamak için gökten düşen hayıt çiçeklerine
                                                       Kitap koydular başlarının üzerine, Huzur
                                             “Seni uçlarına düğümledim” dedi castus
                                         “Ayak parmaklarımın en ucuna, düştü düşeceksin ha gayret.”
                                              ayıp deme, çekinme Nuran yeter gayrı,
                                                          İnsaf et, şu  Mümtaz’a selam et.

                      De ki: Mis sokağına nisyanın yolu düşmez lakin  bizden gayrı
                  Nisyandan malul olan kar tutmuş parmaklarımı
                     Bir tek sen çözersin düğüm olup da çoraplarımda- tin kaçmadan bir kez daha!
                                  Mis sokağında
                                            Ayıbı hayıda bağlarlar[1](3 kez, haydi bağır!)
                                                   Boz mor.
                                                        Mor boz
                                                            m  o
                                                               Z
                                                                  BRrrrr                   


[1] Agnus’un annesinin en sık kullandığı deyimlerden bir tanesidir. Akdeniz bölgesinde yetişen Hayıt bitkisinin ya da yunanca ismiyle Agnus Castus’un en bilinen özelliklerinden biri olan cinsel isteği dengeleme işlevine istinaden, ayıp olduğu düşünülen her eyleme karşılık cevap niteliğinde söylenen bu deyim, Muğla civarında hala kullanılmaktadır. Namus için bitkilerden medet ummak konusunda:
bknz: şifa için kirpi yemek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder