1 Ocak 2012 Pazar

2yarım bir tam


Evet, boynumda bir muska taşıyorum. Sarı bir kumaş içine dikmiş anneannem. Ondan önce 7 kat naylona sarmış.İçindeki harfler mavi mürekkebe bulanmış.
Evet, su içiyorum. Saman kağıdı tadında. Elifbe tadında.
Günah çıkarıyorum. Kendime yaptıklarımı büyülerden biliyorum.
Ne kadar da kolay başına gelenlerin sorumluluğunu başkalarına yüklemek. Acı çektim bir de vicdan azabi mı çekeyim diyor insan. Oralarda bir yerlerde sana acı çektirecek birilerinin olduğuna kendini kandırıveriyor. Onların vicdanlarına sıvıyor ne varsa.
Renault arabayla, radyoda Esengül.
“uzaklarda arama,çünkü sen içimdesin,taht kurmuşsun kalbime,en güzel yerindesin.” Sözlerini yanık sesiyle söylerken G. Köyüne yollanıyoruz. Sağda hisar kalesi. Surlarının dibine evler kurulmuş. Yanından geçen asfalt yolun ortasında bir koyun sürüsü.  Araba yarıp geçiyor sürüyü. Kaleden bir taş daha yuvarlanıyor yere. Sıcak asfalta karışıyor kırıntıları.
“hergün seni düşünür,hergün sana ağlarım.”
Keskin viraj dönümü. Tozlu yola giriyoruz. Asfaltın sonu.
Vadilerin üzerinde iki taş ev. İki köpek, bir eşek. Veyahut tavuklar ve yavruları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder